top of page

Mentorluk: 3500 Yıllık Bir Hikâye

  • Yazarın fotoğrafı: Banay Akademi
    Banay Akademi
  • 10 Nis
  • 4 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 10 Nis

Kimya lisans eğitimiyle başladığım kariyer yolculuğumda, merak etmeyi, araştırmayı, sorgulamayı ve keşfetmeyi hiç bırakmadım. Yaşam boyu öğrenmeyi içselleştiren biri olarak, laboratuvarda maddelerin bir araya gelip tepki vermesiyle oluşan görünmez dönüşümlerde olduğu gibi, eğitimci kimliğimle insanın potansiyelini ve içsel dönüşümünü sayısız kez gözlemleme fırsatı buldum.




Zamanla fark ettim ki; tıpkı laboratuvar ortamındaki tepkimeler gibi, insanların en iyi versiyonlarına dönüşümü de uygun koşullar sağlandığında mümkün oluyor. Eğitimci olarak şunu tekrar tekrar gözlemledim: Bireylerin içsel potansiyelini açığa çıkaran şey, bilgi aktarmaktan çok güven ve ilham veren bir ilişki. Bu süreçte en etkili rolü ise mentorlar üstleniyor. Öncelikle, dönüşüm için güvenli bir alan yaratarak süreci başlatıyorlar; sonra değişim yolculuğu bireyin kendi gayretiyle ilerliyor.

Bu bültende, yıllar içinde biriken deneyimlerden damıtılan içgörülerin; yetkinlik temelli ve insan odaklı bir yaklaşımla profesyonel mentorlar ve koçlarla buluşturulmayı hedefliyorum.


Tarihten Günümüze Mentorluğun Kökleri


Mentorluk, deneyim ve uzmanlığın güvenle paylaşıldığı; iki tarafın da birlikte geliştiği, hem yetkinlik temelli hem de insan odaklı bir süreçtir.

Eski Yunanca “Méntōr (Μέντωρ)” kelimesi, ilk kez Homeros’un Odysseia destanında karşımıza çıkar. Odysseus sefere çıkarken, oğlu Telemakhos’u bilgeliğine ve kalbine güvendiği kişi olan Mentor’a emanet eder. Mentor yalnızca bir koruyucu değil; aynı zamanda ilham veren, yön gösteren ve potansiyeli görünür kılan bir rehberdir. Bugünkü  mentorluk kavramının ilk simgesel ifadesi burada şekillenir. Bu anlatımın çağdaş bir yansımasını Prof. Dr. Doğan Cüceloğlu’nun Korku Kültürü adlı eserinde bulabiliriz:

“Telemakhos'u eğitip bilgilendirmek ve yetiştirmekle görevli Mentor, güvenilir bir danışman, rehber, akıl hocası olarak onu eğitir. İşte Mentor kelimesi günümüze, bu anlamları kazanarak gelmiştir ve gerçekte de bir mentorun, yukarıdaki vasıfları taşıması gerekir.”

Antik Yunan’da mentorluk, yalnızca bilgi aktarmak değil; bireyin düşünmesini, sorgulamasını ve kendi yanıtlarına ulaşmasını teşvik eden bir yolculuktu. Bu yaklaşımın en çarpıcı örneği, Sokrates’le başlayıp Aristoteles’e uzanan düşünsel zincirde karşımıza çıkar. Bu ilişki, klasik bir öğretmen-öğrenci dinamiğinden çok, kuşaklar boyunca taşınan bir düşünce mirasıdır.

Sokrates, bilgiyi doğrudan aktarmak yerine, düşündürücü sorularla bireyin kendi içsel yanıtlarına ulaşmasını hedeflerdi. “Sokratik Tartışma” olarak bilinen bu yöntem, bireyin potansiyelini ortaya çıkarmaya odaklanan modern koçluk yaklaşımının da öncüllerindendir.

Platon, bu yöntemi sistemleştirerek Aristoteles’e aktardı. Aristoteles ise yalnızca bir filozof değil, dönemin en etkili liderlerinden biri olan Büyük İskender’in akıl hocasıydı. Bu düşünsel aktarım zinciri, sadece bireysel gelişimi değil; liderlik, vizyon ve kültürel dönüşümü de kapsayan çok katmanlı bir mentorluk anlayışının tarihsel bir yansımasıdır.


Mentorluk kavramı, yalnızca Yunan kültürüyle sınırlı kalmadı. Batı mitolojisinde yer alan güçlü figürlerden biri de Merlin’dir. Orta Çağ’ın efsanelerinde karşımıza çıkan Merlin, olağanüstü güçlere sahip bir bilge olarak Kral Arthur’un akıl hocası, yol göstericisi ve koruyucusudur.

Tarihsel kökeni Galli ozan Myrddin Wyllt’a dayanan Merlin, mitolojik anlatımlarda doğayla uyum içinde yaşayan, sezgisel bilgeliğe sahip bir figür olarak betimlenir. Arthur efsanelerinde yalnızca danışman rolüyle değil, stratejik öngörüsü ve derin sezgileriyle de öne çıkar.


Modern mentorluk anlayışıyla karşılaştırıldığında, Merlin’in Arthur’un yanındaki rolü; bugün etkili bir mentorun sahip olması beklenen pek çok özelliği bünyesinde barındırır:


  • Vizyon Aktarımı: Büyük resmi görebilmesine ve uzun vadeli hedeflerini netleştirmesine destek olur.

  • Değer Temelli Rehberlik: Kararlarını kendi değerlerine dayandırmasına ve içsel pusulasını takip etmesine yardımcı olur.

  • Bireysel Potansiyeli Açığa Çıkarma: Sahip olduğu içsel kaynakları fark etmesini ve özgüvenle kullanabilmesini teşvik eder.

  • Bağımsızlığa Saygılı Destek: Yanında durur ama yolunu onun adına çizmez; kendi kararlarını alabilmesi için güvenli bir alan sunar.


Mentorluk zamanla yalnızca düşünsel değil, mesleki alanlarda da kendini göstermeye başladı. Orta Çağ loncalarındaki usta-çırak yapısı, bilgi ve becerinin doğrudan deneyim yoluyla aktarıldığı, uygulamalı bir mentorluk biçimini yansıtıyordu. Bu yapı, günümüzde kurumsal mentorluk programlarında hâlâ karşılaştığımız; deneyimli profesyonellerin genç çalışanlara rehberlik ettiği sistemlerin tarihsel öncülü olarak değerlendirilebilir.

Modern dünyada mentorluk, yalnızca deneyim aktarımı değil; bireyin kendi potansiyelini keşfetmesine alan açan bir öğrenme yolculuğuna dönüşmüştür. Bu dönüşüm, Amerikalı eğitim filozofu John Dewey’in şu sözüyle çok iyi özetlenir:

“Eğitim bir vazoyu suyla doldurmak değil, bir çiçeğe kendi tarzında büyüyebilmesi için yardımcı olmaktır.”

Bu bakış açısı, etkili bir mentorluk ilişkisinin özünü yansıtır.

Mentor, kendi bilgilerini doğrudan aktaran biri olmaktan çok, mentisinin içsel potansiyelini ortaya çıkaracak ortamı sağlayan, sorular soran, ilham veren, gelişimi mümkün kılan bir kolaylaştırıcıdır.


Her bireyin kendine özgü bir öğrenme yolu, gelişim ritmi ve hayata bakışı vardır. Mentor, bu kişisel yolculukta yön veren biri değil; eşlik eden, destekleyen ve ilham veren bir yol arkadaşıdır. Tıpkı bir çiçeğin ne zaman ve nasıl açacağını zorlayamayacağımız gibi, mentorluk da sabırla, dikkatle ve saygıyla yürütülen, zamanla filizlenen bir süreçtir.


Günümüzde  Mentorluk


1980’lerdeki küresel ekonomik kriz, iş dünyasında verimliliği artırmak ve bireysel gelişimi desteklemek için yeni liderlik modellerine ihtiyaç doğurdu. Bu dönemde mentorluk, yalnızca bireyin değil kurumların da dönüşümünü tetikleyen stratejik bir gelişim aracı olarak yeniden tanımlandı. Harvard Business Review, 2023 tarihli bir çalışmasında modern mentorluk ilişkilerini “çalışan bağlılığı, lider yetiştirme ve organizasyonel dönüşümün temel unsurlarından biri” olarak tanımlar.


Dijital dünyada mentorluk, duygusal zekâsını etkin kullanan, aktif biçimde dinleyen, doğru soruları doğru zamanda sormayı bilen ve dijital farkındalığı yüksek bireyler aracılııyla yeni bir boyut kazanıyor. Ancak araçlar ve ortam değişse de mentorluk ilişkisinin özü aynı kalıyor: Güvenli ve ilham verici bir yol arkadaşı olmak. Kısaca yaşam bilgeliğinin paylaşımıdır.

“Mentorluk, bilgiyi aktarmak değil, potansiyeli açığa çıkarmaktır.”— Sheryl Sandberg, COO, Meta Platformları

Zaman değişti, araçlar dijitalleşti… Ama mentorluk, 3500 yıllık mirasını hâlâ aynı sorularla sürdürüyor: 'Ben kimim? Nereden geldim? Nereye gidiyorum? Ve bu yolculukta yanımda kim var?' Belki de bugün, bu soruların cevabını birlikte arayacağımız yeni bir yolculuğa başlama zamanıdır


Kaynakça: 

  • Cüceloğlu, Doğan. (2004). *Korku Kültürü: Niçin “Mış Gibi” Yaşıyoruz?* İstanbul: Sistem Yayıncılık.

  • Dewey, John. (1938). *Experience and Education*. New York: Macmillan.

  • Harvard Business Review. (2023). *A Better Approach to Mentorship*. https://hbr.org/2023/06/a-better-approach-to-mentorship

  • Homer. *Odysseia*. Çev. Azra Erhat, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 2022.

  • Sandberg, Sheryl. “Why We Have Too Few Women Leaders.” TED Talks, Aralık 2010, www.ted.com/talks/sheryl_sandberg_why_we_have_too_few_women_leaders. Erişim 9 Nisan 2025.


Bu eser, Creative Commons Atıf-GayriTicari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır. Lisans koşullarını görmek için: creativecommons.org/licenses/by-nc-nd/4.0/deed.tr. Erişim 9 Nisan 2025.


 
 
 

Comments


bottom of page