Gerçek mi, Efsane mi? Dijital Dünyada Bilgi Karmaşası
- Banay Akademi
- 16 Mar
- 4 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 10 Nis
Günümüzde bilgilere çok daha kolay ve hızlı erişim sağlanabiliyor; ancak bu durum bilgi kirliliği sorununu da beraberinde getiriyor. Yanlış veya eksik bilgilerin doğruluk kontrolü yapılmadan yayılması, toplumda yanlış inançların oluşmasına neden oluyor. Sosyal medya platformları, haber siteleri ve hatta bazı akademik çalışmalar bile bilgi kirliliğini destekleyebiliyor.

Peki, bilgi kirliliği nasıl yayılıyor ve yanlış bilgi gerçeğin yerine nasıl geçebiliyor? Son dönemde sosyal medyada yaygın olarak paylaşılan iki çarpıcı örnek üzerinden bu durumu incelemeye var mısınız?
1. Ispanak ve Demir: Gerçekten Bir Ondalık Hatası Mı?
Dünyada bilinen adıyla Popeye, bizde ise Temel Reis çizgi filmi sayesinde ıspanağın bir demir deposu olduğu ve tüketildiğinde kas gücünü artırdığı inancı yaygınlaşmıştır. Ancak bu inanışın temelinde, 1870'lerde Alman kimyager Dr. E. von Wolf’un ondalık hatası yaptığı iddiası vardır. Bu anlatıya göre, Wolf ıspanağın demir içeriğini yanlışlıkla 3,5 mg yerine 35 mg olarak kaydetmiştir. Böylece ıspanak, bir “süper gıda” olarak kabul edilmeye başlanmıştır.

Ancak bilimsel araştırmalar, bu ondalık hata iddiasının da hatalı olduğunu göstermektedir. Dr. E. von Wolf’un böyle bir hata yaptığına dair herhangi bir kanıt bulunmamaktadır. Aslında, bu iddia daha sonra yanlış bir bilgiyi düzeltmeye çalışan başka bir yanlış bilginin yayılması sonucu ortaya çıkmıştır. Yani ıspanak gerçekten de demir içerir, ancak bu, kas gücünü artıracak kadar yüksek bir miktar değildir ve içerdiği oksalatlar nedeniyle demirin emilimi de sınırlıdır.
Bu olay, bilgi kirliliğinin katmanlı doğasını gözler önüne seriyor. İlk olarak ıspanağın “mucizevi bir demir deposu” olduğu bilgisi yayıldı, ardından bu bilginin yanlış olduğu fark edildi ve “ondalık hata” iddiası ortaya atıldı, ancak daha sonra bu iddianın kendisinin de yanlış olduğu anlaşıldı. Böylece yanlış bir bilgiyi düzeltmeye çalışırken bile, yeni bir yanlış bilgi üretildi ve yayıldı. Günümüzde popüler sosyal medyada bu konuyu yüzeysel araştırmalarla edinen kişiler tarafından da sıklıkla kullanılmaktadır.
2. İZEV’in “Yaşam Hakkı Duvar” Klibi ve Roger Waters’ın “The Wall” Şarkısı
2018 yılında İstanbul Zihinsel Engelliler için Eğitim ve Dayanışma Vakfı (İZEV), Pink Floyd’un Another Brick in the Wall şarkısının haklarını Roger Waters’tan iki yıllığına ücretsiz olarak alarak farkındalık yaratmayı amaçladı. Projede Selda Bağcan, Funda Arar, Kubat ve Koray Avcı gibi sanatçılar yer aldı ve hedef, 10 milyon izlenmeye ulaşarak engelli bireyler için bir yaşam köyü kurulmasına destek olmaktı.
Ancak sosyal medyada bu bilgi, projenin sona erdiği 2020 yılından sonra bile sürekli güncelmiş gibi paylaşılmaya devam etti ve yanlış algıya neden oldu. Telif hakkı süreci sona ermesine rağmen, insanlar izlenme sayısını artırmanın hâlâ projeye katkı sağlayacağını düşündü.
Bu vesile ile hala izlememiş olanlar için bu harika projenin video klibini de paylaşayım.
Bu olay, dijital medyanın bilgi güncellenmeme sorununu ve eski bilgilerin güncel gibi gösterilmesinin zararlarını ortaya koyuyor. İZEV ekibi yaptığı açıklamada, projenin süresinin 1 yıl olduğunu ve telif hakkı süresinin dolduğunu belirtiyor. Klibin hedeflenen izlenme sayısına ulaşmadığını ancak yurt içi ve yurt dışında 16 ödüle layık görüldüğünü vurguluyor. Proje sona erse de engelli bireyler için farkındalık yaratmaya devam etmek amacıyla “Fark Band” isimli aktivist müzik grubunu kurarak yeni projeler üretmeye devam ediyorlar.
Meta-Bilgi Kirliliği: Bilgi Kirliliğinin Katmanlı Yapısı
Bilgi kirliliği bazen o kadar iç içe geçer ki, bir yanlışı düzeltmeye çalışan bilgi de yanlış olabiliyor.
İlk olarak, yanlış bir bilgi olarak ıspanağın demir deposu olduğu bilgisi yayıldı.
Daha sonra, bu bilginin yanlış olduğu ve “ondalık hata” iddiası öne sürüldü.
Ancak, ondalık hata iddiasının da bir yanlış olduğu ortaya çıktı!
Bilim insanları, ıspanağın demir deposu olduğu algısının, akademik bir hata yerine, yanlış yorumlama ve bilgi aktarımı sürecinin bir sonucu olduğunu ortaya koymuştur. Yani, 3,5 mg yerine 35 mg yazıldığı iddiası da doğrulanmış bir bilgi değildir. Ancak, bu yanlış bilgi o kadar yaygınlaşmıştır ki, bu yanlışın yanlış olduğu bile sorgulanmadan tekrar tekrar paylaşılmaktadır — tıpkı LinkedIn’de veya sosyal medyada karşımıza çıkan paylaşımlar gibi.
Benzer şekilde, İZEV’in The Wall projesinin de süresi bitmesine rağmen hâlâ yeniymiş gibi paylaşılması, sosyal medyanın bilgi güncellememe sorununu ortaya koymaktadır.
Böylece, yanlış bir bilgiyi çürütmeye çalışan başka bir yanlış bilgi yıllar içinde popüler kültüre yerleşti ve ansiklopedilerden makalelere, sosyal medyadan gazete köşelerine kadar yayıldı.
“Another Brick in The Wall“ve “Duvar” Türkçe Uyarlaması: Kültürel Bir Dönüşüm
Dijital Dünyada bilgi karmaşası üzerine araştırmalar yaparken şarkının orjinali ve Türkçe versiyonunu da karşılaştırma şansım oldu. Bu vesile ile bu küçük analizi de bu yazıma eklemek isterim.
Pink Floyd’un “Another Brick in The Wall (Part 2)” şarkısı, bireysel düşüncenin bastırılması ve çocukların sistematik olarak aynı kalıba sokulmasına yönelik bir eleştiri sunar. Roger Waters’ın kendi eğitim hayatından ilham aldığı sözlerde, öğretmenlerin otoriter tavırları ve çocukları özgür düşünceden uzaklaştıran bir eğitim sistemine sürükleyen yaklaşımı eleştirilir.
Orijinal Şarkı 2. Bölüm Sözleri:
We don’t need no education(Eğitime ihtiyacımız yok)We don’t need no thought control(Düşünce kontrolüne ihtiyacımız yok)No dark sarcasm in the classroom(Sınıfta karanlık alaycılığa yer yok)Teachers, leave them kids alone(Öğretmenler, çocukları rahat bırakın)
İZEV’in Türkçe versiyonu, orijinal eserin eğitim sistemi eleştirisini alıp, toplumun engelli bireylere yönelik ayrımcılığına uyarlıyor. Şarkı, “yaşam hakkı” ve “toplumsal kabul” temalarına odaklanıyor.
İZEV’in Türkçe Uyarlamasından Örnek Sözler:
Hey, sen ne yapıyorsun?Neden diğerleri gibi değilsin?Biz de sizinle aynı gökyüzüne bakıp…Ve aynı havayı soluyoruz ve varız!Yaşama hakkımızı istiyoruz.
Orijinal şarkının metaforik “duvar” kullanımı, bu versiyonda toplumsal ayrımcılığı simgeleyen bir metafora dönüşüyor. Pink Floyd’un eğitim sistemine yönelik eleştirisi, engelli bireylerin görünmez engellerle karşılaştıkları toplumsal zihniyetin eleştirisine evriliyor.Sonuç: Bilgi Kirliliğiyle Nasıl Mücadele Edilebilir?
Bu örnekler, bilgi kirliliğinin nasıl katmanlı bir şekilde ilerlediğini ve yanlış bilginin nasıl nesiller boyu aktarılan bir referansa dönüştüğünü gösteriyor. Dijital çağda bilgiye ulaşmak kolay, ancak doğru bilgiye ulaşmak her zamankinden daha zor.
Bu yüzden dijital dünyada ;
Bir bilgiyi paylaşmadan önce doğruluğunu kontrol etmek,
Kaynakları sorgulamak ve güncellemeleri takip etmek,
Eleştirel düşünme becerilerini geliştirmek, her zamankinden daha önemli!
Dijital ortamda bilgiye erişim kolaylaşmış olsa da, yanlış bilginin yayılması da bir o kadar hızlı olabilmektedir. Bu nedenle, bilgiyi bilinçli tüketmek ve paylaşmadan önce doğrulamak duyarlı bireyler olarak hepimizin sorumluluğudur.
Kaynakça: Sutton, Mike. “Spinach, Iron, and Popeye: Ironic Lessons from Biochemistry and History on the Importance of Healthy Eating, Healthy Skepticism, and Adequate Citation.” Internet Journal of Criminology, 2010, www.internetjournalofcriminology.com.
Bu eser, Creative Commons Atıf-GayriTicari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır. Lisans koşullarını görmek için: creativecommons.org/licenses/by-nc-nd/4.0/deed.tr.
Comments